Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Osman Turan, “D-8 Periyot Başkanlığı’nı deruhte eden ülke olarak Türkiye, D-8’in yeni sınamalar karşısında daha sağlam ve karşılık verebilen bir örgüt haline gelmesine özel kıymet atfetmektedir.” dedi.
Gelişen 8 Ülke Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (D-8) kuruluşunun 22. yılı resepsiyonla kutlandı.
Programa, D-8 Genel Sekreteri Büyükelçi Dato Ku Jaafar Ku Shaari, Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Osman Turan ve üye ülkelerin diplomatik temsilcilerin yanı sıra D-8’in Küresel İrtibat Ortağı Anadolu Ajansını (AA) temsilen AA Pazarlama ve Kurumsal Bağlantı Yöneticisi Yılmaz Yaman katıldı.
Shaari açılış konuşmasına, Dışişleri Bakanlığına D-8’e sağlamış oldukları yeni ofis için teşekkür ederek başladı.
D-8’in kurulduğu günden itibaren giderek güçlenen bir birlik haline geldiğinin altını çizen Shaari, D-8 Ödeme Sistemi, Milletlerarası D-8 Üniversitesi, D-8 Havacılık Ağı, D-8 Sanayi Bölgesi, D-8 Araştırma Merkezi, D-8 Sıhhat ve Toplumsal Muhafaza Programı üzere projelerin örgütün muvaffakiyetini yansıttığını söyledi.
Shaari, D-8’in mahallî ve memleketler arası bağlamda özel ve kamu kurumlarıyla olan kıymetli ikili bağlantılar kurduğunu ve bu bağlantıların geliştirilmeye çalışıldığını lisana getirdi.
“10 yıllık yol haritası”
D-8 Devir Lideri Türkiye’yi temsilen bir konuşma yapan Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdür Yardımcısı Turan da D-8’in en değerli kazanımlarından birinin üye ülkeler ortasındaki ticari alakaların güçlendirilmesi olduğunu ve ortaya çıkan kazanımlarla gurur duyulması gerektiğini söyledi.
Turan, D-8’in ekonomik ilgileri güçlendirmesinin yanı sıra pek çok alanda da iştirakler kurulmasını sağladığını belirterek, şunları kaydetti:
“2017’de düzenlenen D-8 Teşkilatı İstanbul Tepesi, D-8 başkanlarının geçtiğimiz son 20 yılda örgütün elde ettiği muvaffakiyetleri gözden geçirmeleri için harika bir fırsat teşkil etmiştir. İstanbul Tepesi sonucunda İstanbul Bildirisi ve Aksiyon Planı kabul edilmiştir. D-8 Teşkilatı’nın kuruluşunda öncü role sahip olan, örgütün sekretaryasına konut sahipliği yapan ve halihazırda D-8 Devir Başkanlığı’nı deruhte eden ülke olarak Türkiye, D-8’in yeni sınamalar karşısında daha sağlam ve cevap verebilen bir örgüt haline gelmesine özel ehemmiyet atfetmektedir. Bu bağlamda, D-8 üyelerinin ortak gayretlerinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde ne istikamette geliştirileceğine ışık tutacak 10 yıllık bir yol haritasının bu yılın sonunda Dakka’da sonuncu hale getirilerek kabul edilmesini bekliyoruz.”
Turan, konuşmasına “Türkiye’nin, D-8 teşkilatı üye devletleri ve halklarının faydası doğrultusunda D-8 ülkeleri ortasındaki iş birliğini geliştirmek maksadıyla her türlü çabayı sarf etmeye devam edeceğinin altını çizmek isterim.” kelamlarıyla son verdi.
Türkiye’nin D-8 Devir Lideri olarak örgüte büyük ehemmiyet verdiğini vurgulayan Turan, bağların daha da güçlendirilmesi için çalıştıklarını kelamlarına ekledi.
“İslam ülkeleri olarak kesinlikle bir ortaya gelmemiz lazım”
Saadet Partisi Genel Lideri Karamollaoğlu, programın akabinde D-8’le ilgili değerlendirmede bulundu.
Ülkeler ortasındaki ekonomik iş birliğinin hem üye devletler hem de örgüte güç ve itimat sağlayacağını tabir eden Karamollaoğlu, Avrupa Birliği’nin emsal bir yapılanmayla ekonomik bir güç haline geldiğini söyledi.
Karamollaoğlu dünya genelinde güçlü devletlerin ve yapıların başka devletler üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştığını anlatarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Bunun karşısında durabilmek için bizim kesinlikle bir ortaya gelmeye gereksinimimiz var. Bunun ise yalnızca ekonomik olmaktan çıkması gerekiyor. Bizim diğer noktalarda da bir ortaya gelme muhtaçlığımız var ve kolaylık da var. İslam ülkeleri olarak tıpkı toplumsal ve ahlaki kıymetlere sahibiz. Bundan ötürü kesinlikle bir ortaya gelmemiz lazım. Lakin yalnızca İslam ülkeleri değil, içinde bulunduğumuz koşullarda mağdur, kaynakları sömürülen bütün ülkeleri de kapsaması gerekir. Biz bir adım attık. Bu adım genişleyecek. 57 İslam ülkesi de yetmiyor. 160 tane birbirine benzeyen ve mağdur durumda olan ülke var, bu ülkeleri de bir ortaya getirmek lazım. Batılılar bana nazaran dünya barışını tesis edemez. Bizim bütün dünyayı kucaklamaya, hatta Batılıların eksikliklerini giderebilmek için yeni siyasetler üretmeye gereksinimimiz var.”
D-8’in prensiplerinin kıymetli olduğunu belirten Karamollaoğlu, “Prensiplerinin birinci ikisi ‘Biz sorunu nasıl çözmeliyiz?’ Lakin savaşarak değil barış içinde, çatışarak değil diyalog içinde. Öteki dört unsura de uymazsak olmaz. Sömürmeyeceksin, adil bir paylaşım olacak, tekebbür olmayacak, adalet olacak, ikili standart uygulamayacaksın. Tıpkı vakitte baskı ve zulümden kaçınacaksın. Demokrasi ve insan hakları bunun için kıymet taşıyor.” tabirlerini kullandı.
Kaynak: AA
