Meltem GÜNAY
Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci çeşidi yarın. Haliyle hepimizin gündeminde seçim var. Üstelik yalnızca seçme kararı verecek yetişkinlerin de değil. Ülkedeki siyasi iklimin tesirinden çocuklar nasıl korunmalı ve seçim onlara nasıl anlatılmalı?
Siyasi içeriklere maruz kalmanın yetişkinler için bile gerilimli olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocukların bu durumu anlamlandırabilmesi ve baş etmesinin güç olduğuna vurgu yapıyor. Lakin çocukları, büsbütün gündemin dışında tutmanın da gerçek olmadığını belirten Ergür, “Seçim yapmanın ne demek olduğu örneklerle anlatılmalı. Çocuklarda okulla başlayan ferdî hakların farkındalığını desteklemek için gerçek ve öz bilgiye başvurmak önemli” dedi.
“SINIF BAŞKANLIĞI SEÇİMİYLE ÖRNEKLENDİRİN”
Özellikle okul çağı çocuklarını, büsbütün gündemin dışında tutmanın gerçekçi bir tavır olmayacağını kaydeden Eda Ergür, “Çocuklarımız konutta şahit olmasa da okulda bu mevzu ile karşılaşacak ve maruz kaldığı bilginin içeriğini denetim etme bahtımız olmayacak. Bu sebeple durumla ilgili gerçekçi ve temel bilgiyi konutta edinmek her hususta olduğu üzere genel seçimlerle ilgili de kollayıcı olacaktır. Çocuklarımızın genel seçimlerle ilgili mevzulardaki soru ve görüşlerini dikkatle dinlemeli ve karşılıksız bırakmamalıyız. Vereceğimiz karşılıklar elbette çocuğumuzun yaş ve gelişimine uygun olmalı” ikazında bulundu.
Okul devrindeki çocuklarla da sınıf başkanlığı seçimleriyle örneklendirerek seçimin, birlikte karar vermek manasına geldiğini paylaşmak gerektiğini lisana getiren Ergür, “Günlük hayattan örneklerle durup düşündükten sonra vermiş olduğumuz kararın bir seçim olduğu ve farklı alternatiflerin olduğunu vurgulamak uygun olacaktır” dedi.
“ÇOCUKLARIN FİKİRLERİNİ DİNLEYİN”
Çocukların gündemle ilgili sorularının bize husus hakkında ne kadar bilgiye sahip oldukları hakkında ipucu vereceğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuklar siyasi gündem hakkında kendi görüşlerini paylaştığında, onları önemseyerek dinlemeli, dikkate almalı ve onları eleştirel düşünmeye, araştırmaya yönlendirmeliyiz. Çocuklar konuşulmayan ya da kendilerinden gizlenenlerden kaygılanırlar. Güçlü algılara sahip olan çocuklar belirsizlikle baş etmekte zorlanır. Bu sebeple çocuklarımızla gündemimizdeki her bahis hakkında konuşabiliriz. Bunu yaparken çocuğumuzun yaş ve gelişim seviyesine dikkat etmek ve aklına takılanlar hakkında sorularını sorması için cesaretlendirmek hayli yararlı olacaktır” diye konuştu.
“YETİŞKİNLERİN KEDERLERİNİ ALIYORLAR”
Sosyolog Tuğba Aydın da, şimdi okul çağındaki çocukların dersleriyle ilgilenmeleri, sokaklarda oyunlar oynayıp, arkadaşlarıyla toplumsallaşmaları gereken yaşta ekonomik kriz, dünyadaki savaşlar ya da siyasi seçimler hakkında konuştuklarına sıklıkla şahit olunduğunu belirtti. Aydın, “Özellikle son devirde viral olan görüntülerin birçoğunda mikrofon uzatılan çocuklar aslında yetişkinlerin dünyasına ilişkin olması gereken kaygılardan dem vuruyorlar. Çocuklarımız ailelerinin maddi durumunun farkında ve bu görüntülerden da gördüğümüz üzere öfkenin temelini de bu oluşturuyor. Konuttaki sohbetler, medyadan maruz kaldıkları bilgiler, kendi ortalarındaki konuşmalar çocuklarımızı büyüttü. Altındaki siyasi görüş ve ideoloji ne olursa olsun çocukların rekabet ögesi olarak kullanılmasını kabul etmek mümkün değil” dedi.
“ÇOCUKLARIN ZİHNİ SAVAŞ ALANI DEĞİL”
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik tarihi açısından olağan dışı günler yaşandığını belirten Aydın, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Televizyon kanallarında gün uzunluğu gündemle ilgili ağır tartışmalar ekrana yansıyor ve birebir konutun içindeki çocuklar da ister istemez bu enformasyonun bir kesimi haline geliyorlar. Bu hususta medyanın tedbir alması mümkün görünmüyor, burada sorumluluk tekrar aileye düşüyor tabi. Öte yandan çocuklar yetişkinlerden duydukları konuşmalardan etkilenerek taraf olmaları ve şimdi küçük yaşta ötekileştirme kavramıyla tanışmalarının önü açılıyor ki bu toplumun geleceği için tehlikeli bir durum. Dünyada çocuklara siyasetin nasıl anlatılacağı üzerine raporlar hazırlanıyor ve siyaset, seçim, demokrasi, vatandaşlık üzere kavramlar konusunda bilgilendiriliyorlar. Lakin tabi ki bu eğitim içeriklerinin uzmanlar tarafından hazırlanması kural. Çocuk zihni, siyaseti bir savaş alanı olarak değil, demokratik bir idare hali olarak öğrenmelidir. Aksi taktirde kendisi üzere düşünmeyene karşı anlayış değil tahammülsüzlük ve hatta nefretle yaklaşmasına davetiye çıkarmış oluruz.”
patronlardunyasi.com
