Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ‘Yabancılara Yönelik Kaideli Eğitim Yardımı Programı’nın 4. fazının imza merasimine katıldı.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Lideri Nikolaus Meyer-Landrut’un da katıldığı imza merasiminde konuşan Bakan Yanık, “Ülkemiz, Suriye’deki çatışmaların başlangıcından bu yana, tarihi birikiminin de gereği olarak, insani sorumluluk hissiyle hareket etmektedir. 2. Dünya Savaşından sonra yaşanan en büyük göç dalgasına sebep olan bu savaşta Türkiye, sığınmacılara yönelik insani yardım çalışmalarına milletlerarası toplumun verdiği takviyeye nispetle daha yüksek bir oranda katılmış ve kendi öz kaynaklarından yaklaşık 45 milyar dolar harcamıştır. Bu bakış açısını Sayın Cumhurbaşkanımızın tabirleriyle de özetleyecek olursak; bizler, “Hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü sebebiyle geri çevirmedik. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın yüklediği bu vazifesi bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi.
Bakan Yanık konuşmasının devamında, Ukrayna krizinden ötürü Türkiye’ye getirilen çocuklara değinerek, “Türkiye’nin, dünyada eşi az görülen bu uygunluk geleneğini, son olarak Rusya-Ukrayna savaşında da sürdürmesi ve bu istikamette harikulâde çabası için Sayın Cumhurbaşkanımıza tüm dünya çocukları ve insanlık ismine buradan şükranlarımı arz ediyorum. Dün prestijiyle Ukrayna’dan bir küme çocuğumuzu ve onların beraberinde refakatçilerini ülkemize kabul ettik ve onları bir manada güvenliğe eriştirmiş olduk. Çalışmalarımızda yanımızda yer alan Avrupa Birliği’yle iş birliğimizin artarak devam etmesini temenni ediyorum” tabirlerini kullandı.
Bakan Yanık konuşmasının devamında şu tabirlere yer verdi:
“Çocuk hakları, Türkiye ile Avrupa Birliği’nin en çok ehemmiyet verdiği ortak bedellerin başında geliyor. Bakanlık olarak hane odaklı yürüttüğümüz tüm programlarımızda da çocuklarımızın eğitimi ve refahı, öncelikli amaçlarımız ortasında yer alıyor. Çocuk hakları konusundaki hassasiyetimiz ülkemizde yaşayan tüm çocukların temel haklarından yararlanabilmeleri için maddi-manevi her türlü çabayı kapsamaktadır. Bu bağlamda, sistemsiz göç akınlarının başladığı 2011 yılında ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli çocukların, eğitim hakkından yoksun kalmamaları için birinci acil tahlil olarak ‘Geçici Eğitim Merkezleri’ni kurmuştuk.
Sığınmacıların kısa vadede ülkelerine dönebileceği şartların oluşmaması üzerine, anaokulları dahil Ulusal Eğitim Bakanlığımıza bağlı okullarımızı ayırt etmeksizin tüm çocuklara açtık ve ‘Şartlı Eğitim Yardımı’ programımızı, Yabancılara Yönelik Kurallı Eğitim Yardımı ismi altında, ‘en kırılgan durumdaki tüm çocukları’ kapsayacak halde genişlettik. Birinci göç dalgasından bu yana 920 bini aşkın öğrenci okullaştırıldı. Bu vesile ile Yabancılara yönelik Kurallı Eğitim Yardımı 4’üncü faz kapsamında programdan çekilen UNICEF ve ECHO’ya, 5 yıl boyunca sürdürdükleri kesintisiz, aktif ve kaliteli iştirakleri için, okullaştırdığımız tüm çocuklar ismine teşekkür ederim.
Bakanlığımız, savaş başta olmak üzere çeşitli zorluklar sebebiyle yerinden ve yurdundan edilmiş ‘kayıp nesiller’ probleminin tahlilini, çocukların eğitimli ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmelerinde görmektedir. Ülkemizin bu mevzudaki emeklerine, çabalarına, insan odaklı hizmetlerine dayanak veren tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yabancılara Yönelik Kaideli Eğitim Yardımı Faz 4, evvel çocuklarımıza sonra tüm dünyaya güzel olsun. İnsan haklarının korunmasında ortak maksatları gözettiğimiz Avrupa Birliği ile Türkiye’nin işbirliğinin artmasıyla, birlikte daha çok projeyi imzalamayı diliyorum.”
