Enerji Verimliliği Derneği tarafından düzenlenen Verimli Buluşmalar’ın dördüncüsü Ankara’daki TPIC Genel Merkezi’nde yapıldı.
“Verimli Buluşmalar: Doğu Akdeniz Güç Alanları, Güç Arz Güvenliği ve Verimlilik” isimli toplantıda konuşan Güç Verimliliği Derneği Lideri Murat Kalsın, “Tüm çalışmalar Doğu Akdeniz gazının Avrupa’ya ulaşmasını sağlayacak en mantıklı ve karlı yolun Türkiye üzerinden geçmesi gerektiğini üzerinde birleşiyor. Hem diplomatik hem de ekonomik gerçekler gösteriyor ki Doğu Akdeniz’de Türkiyesiz bir tahlil mümkün değil” tabirlerini kullandı.
Kalsın, Doğu Akdeniz’de yaşananların milletlerarası hukuka muhalif bir durum teşkil ettiğini belirterek “Uluslararası hukuk gereği yer altı kaynakları o ülkede, o bölgede yaşayan halkın zenginliğidir. Hakkımızın gasp edilmesine göz yummayacağız” diye konuştu.
Enerji Verimliliği Derneği tarafından düzenlenen Verimli Buluşmalar’ın dördüncüsü Turkish Petroleum International Company Limited (TPIC) mesken sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirildi. “Doğu Akdeniz Güç Alanları, Güç Arz Güvenliği ve Verimlilik” başlıklı toplantının açılışında bir konuşma yapan Güç Verimliliği Derneği Lideri Murat Kalsın, Ulusal Güç ve Maden Siyaseti çerçevesinde bugüne kadar çeşitli münasebetlerle engellenen petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına sürat verildiğini kaydetti.
Doğu Akdeniz’in Levant ismi verilen ve Suriye kıyılarını da içinde barındıran bölgesinde yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil civarında petrol rezervi bulunduğunu anımsatan Kalsın, “Bu rezervin dışında derin sularda çok daha önemli yataklar olduğu iddia edildiği için dünya güç devleri arama çalışmalarına sürat vermiş durumda. Böylesine devasa güç rezervlerinin kendilerini denetim eden güçlere trilyonlarca dolar fiyatında bir gelir sağlayacağı düşünüldüğünde farklı global ve bölgesel aktörlerin Münhasır Ekonomik Alan tarifleri üzerinden sert tartışmalara girmeleri doğal fakat bugün karşı karşıya olduğumuz tablo tam bir hukuksuzluk örneği” sözlerini kullandı.
“Türkiyesiz bir tahlil mümkün değil”
“Uluslararası hukuk gereği yer altı kaynakları o ülkede, bölgede yaşayan halkın hakkıdır, biz de bu hakkımızın gasp edilmesine müsaade vermeyeceğiz” diyen Kalsın, Türkiye’nin her vakit olduğu üzere memleketler arası hukuk ve diplomasiye bağlı kalarak çalışmalarını sürdüreceğini söyledi.
Konunun ekonomik boyutunun da çok kıymetli olduğunu belirten Kalsın, “Bölgede bulunacak gaz, Türkiye’nin güç hub’ı olmasına büyük bir katkı sunacak. Öbür yandan Akdeniz gazının Avrupa’ya ulaştırılmasında da Türkiye kilit bir role sahip. Zira tüm araştırmalar gösteriyor ki, bu gazın Avrupa’ya ulaşımı için en ekonomik yol Türkiye üzerinden bir boru çizgisi. Hasebiyle bölgede Türkiyesiz bir tahlil mümkün değil” biçiminde konuştu.
Yavuz gemisi bugün yola çıkıyor
Toplantıda bir konuşma yapan TPIC Lideri Bülent Şenol Aksoy da Türkiye için aktüel mevzulardan biri olan Akdeniz’deki güç paylaşımı konusunun gündemin en kıymetli bahislerinden biri olduğunu söyledi. Bölgedeki çalışmalar hakkında bilgi veren Aksoy şunları söyledi:
“Barbaros gemisi sismik dataları, TPAO’ya veriyor ve kuyunun açılacağı noktayı belirliyor. Fatih gemisi ise sondaj gemisidir, derin deriz sondajı yapabilecek 5-6 bin metre derinlikte sondaj yapabilecek yetenekte bir gemidir. 2019 başında devreye alındı birinci kuyunun sondajı muvaffakiyetle tamamlandı ikinci kuyu için çalışmalar devam ediyor. Fatih gemisi de TPIC’e devredilecektir. Bu gemimizi de yerleştireceğiz. Yavuz gemisi de sondaj gemisidir, derin deniz gemisidir. Akdeniz’de 20 Haziran’dan (bugün) itibaren misyona başlayacak. TPIC’le bir arada 3 bin 500 kişilik deneyimli grupla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
