İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin ocak ayı olağan toplantısı, “Katma Bedelli Üretim, Teknoloji Ağır Sanayi ve Güçlü Bir Ekonomik Gelecek için Nitelikli, Sürdürülebilir, Ulaşılabilir Finansmanın Değerine Odaklanmak” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya Türkiye Bankalar Birliği İdare Konseyi Lideri Alpaslan Çakar konuk olarak katılarak sanayicilere bankacılık ve finans kesimi ile ilgili bir sunum yaptı. Toplantıya Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan, Eximbank Genel Müdürü Ali Güney ve Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop da katıldı.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Lideri Erdal Bahçıvan, İSO Meclisi’nin ocak ayı olağan toplantısında konuştu.
Sanayi kesiminin finansmana erişimde hala kâfi dayanağı bulamadığına dikkat çeken Bahçıvan, “Son periyot önlemleri öngörülemezliğe yol açtı ve taraflar için yorucu hal aldı. Gerçek bölümü adeta yıldırma noktasına getiren kredi prosedürleri bitmek bilmiyor ve kredinin etkin hale gelmesi de bir türlü gerçekleşemiyor” dedi.
KREDİ/MEVDUAT ORANI YÜZDE 85’LERE GERİLEDİ
Bahçıvan, “Sanayicimizin artan maliyetleri, işletme sermayesi muhtaçlığı ve yatırım dileği nedeniyle kredi talebi büyürken; kimi bankaların kredilerde daha tutucu davrandığını da gözlemliyoruz” dedi.
“Nitekim bankacılık bölümünde kredi/mevduat oranı, 2018 ortalarında yüzde 120’lere kadar çıkmışken 2019’dan itibaren -pandemi devri hariç- düşüş trendi göstererek günümüzde yüzde 85’lere kadar geriledi” diyen Bahçıvan, “Yine özel kesim kredilerinin GSYH’ya oranına baktığımızda; 2018’de yüzde 79’a kadar yükselen bu oran 2022 ortasında yüzde 67’ye kadar geriledi. Kelam konusu oranın gelişmekte olan ülkelerde yüzde 110 olduğunu düşünürsek Türkiye bu alanda epey geride” diye konuştu.
‘DÖVİZ GEREKSİNİMİ OLAN FİRMALAR’ VURGUSU
Bankacılıkta komite ismi altında uygulanmakta olan endirekt faizlere de dikkat çeken Bahçıvan, şöyle devam etti:
“Tabela faizlerinin komite ismi altındaki uygulamalarla artırılması gerçek kesimde önemli rahatsızlık yaratmaktadır.
Bunun yanı sıra, liralaşma ve kredilerin maksadına uygun kullandırımı unsuru kapsamında, nitekim döviz gereksinimi olan ve kredibilitesi yüksek firmalarımızın mağdur edilmemesi, tabir yerindeyse kurunun yanında yaşın da yanmaması gerekiyor.”
SİGORTA ŞİRKETLERİNE DE SİTEM ETTİ
“Kısa vadede krediye erişim probleminin çözülmesi ne kadar acil bir gereksinim ise uzun vadede ekonomimizin krediye bağımlılığı da o derece kıymetli bir yapısal sorun” diyen Bahçıvan, tahlil önerisi getirerek şunları söyledi:
“Türkiye iktisadı kredi arzının arttığı şartlarda hızlanan, kredi akışı yavaşladığında duran bir yapıdan çıkmalıdır.
Bu bağlamda, şirketlerimizin sermaye yapısını ölçek iktisadı kanalıyla güçlendirmek açısından birleşme ve satın almaları özendirici siyasetlerin değerli olduğuna inanıyoruz.
Benzer biçimde, finansmanda araç çeşitliliğini artırmak ve endüstrimizin bankacılık sistemine bağımlılığı azaltmak günümüzde çok temel bir gereksinim.”
Konuşmasında sanayi dalının sigortacılık kaynaklı yeni bir problemine da değinen Bahçıvan, “Bazı sigorta şirketleri, daha evvel tıpkı şartlarda sigortaladıkları sanayi tesislerini artık sigortalamak istemedikleri üzere, sigorta poliçe fiyatlarını de potansiyel riskleri abartarak ve suistimal ederek astronomik sevilere çekmiş durumdalar. Hazine ve Maliye Bakanlığının sorunun tahliline yönelik gerekli adımları atması üretim hayatımız açısından son derece önemli” dedi.
