Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Önderler Doruğu’na ait INTEX Osaka Fuar Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;
Muhataplarımızla aktüel sorunları görüştük. Ticaret savaşlarıyla ilgili muhafazacı önlemleri ele aldık.
G-20 bildirisi geleceğe istikamet verecek bir bildiri oldu. Türkiye’nin mültecilerle ilgili eforlarını söz ettik. Mülteciler için 37 milyar doları aşkın kaynak kullandık.
İnsan hakları konusunda başka ülkelere karne düzenleyen gelişmiş Batılı devletler temel insanlık imtihanından maalesef geçemedi.Mülteci konusunda milletlerarası toplum yükü paylaşmalı.
İklim değişikliği konusunda hakkaniyetli yaklaşım olmalı.
G-20 ülkeleri terörizmle uğraşta dengeli olmalı. Terör tüm insanlığın, insani bedellerin düşmanıdır. Bunun için tüm devletlerin teröre ‘terör’ deme faziletini artık göstermesi gerekiyor. Suriye alanında önemli tutarsızlıklar yaşanıyor.
FETÖ üslubu yapılar kimi Batı ülkelerinde kollanıyor. Demokrasiye kasteden darbecilerin ‘siyasi sığınmacı’ kılıfı altında korunması ve kollanmasının faturası tüm insanlık için ağır olacaktır.
Kaşıkçı cinayetinin üzerinin örtülmesine müsaade etmedik. Kaşıkçı cinayetinin, en üstten en alta kadar sorumlularının tamamından hesap sorulması, memleketler arası toplumun öncelikli vazifesidir.
Mursi’nin şehadeti tüm taraflarıyla araştırılmalı. Bahis Türkiye olunca darbeciler için idamın tartışılmasını kabul edilemez bulanlar maalesef Mısır’daki idam cezalarına seslerini çıkarmıyor. Avrupalı önderler darbecilerle el sıkışmaktan çekinmedi.
Dijital güvenlikte izlenecek siyasetin değeri vurgulandı.
Birleşmiş Milletler’deki ıslahat gereksinimini lisana getiriyorum. 1. Dünya Harbi’nin koşulları altında kurulmuş bu türlü bir yapının ilanihaye devam etmesi gerçek olmayacaktır. G-20 problemlerin tahlilinde güçlü bir mecra haline gelmeli.
SORU – YANIT BÖLÜMÜ
Az evvel Sayın Trump’ın da basın toplantısı oldu. S-400‘lerle ilgili hususta bizim bütün muahedemiz bitmiştir. Şu anda artık olay teslimat sürecindedir. Teslimat sürecinde olan bu türlü bir mukaveleyi inkar etmemiz Türkiye üzere bir devlete yakışmaz.
Biz Patriotlar konusunda Sayın Obama periyodunda adım atmıştık, Kongre müsaade etmedi dediler ve bize satışı gerçekleştirmediler. Yaptırım kelam konusu olmayacağını Trump’tan duymuş olduk. Şu an ortada bu türlü bir manzara yok. Ben iki stratejik ortak ortasında bu türlü bir şeyin kelam konusu olamayacağını düşünüyorum.
Türkiye’nin egemenlik hakkına kimse müdahale edemez. F-35 konusuna gelince de şu ana kadar bizim ABD’ye 1 milyar 400 milyon dolarlık ödememiz var. 116 uçak var. Ödememiz başlamış.
Şu anda raportörün hazırlamış olduğu rapor her şeyi ortaya seriyor. Rapor birçok bahis açıyor, gözler önüne seriyor. Burada hareketle ben inanıyorum ki ABD ve BM bu işin takipçisi olacak ve hepsinden öte biz sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız. Cürmün işlendiği yerde yargılama yapılır. Kabahat İstanbul’da işlendi, yargılama da Türkiye’de yapılmalı.
Muhammed bin Selman’la görüşmedim. Kaşıkçı‘nın öldürülmesi esnasındaki kayıtları da dinledim. Bu kayıtları MBS’nin gönderdiği bireylere yetkililerimiz dinletti. Türkiye’ye uçaklarla gönderilen 15 kişi bu olayın birinci failleridir.
Başka yerde fail aramaya gerek yok eski Dışişleri Bakanları’nın söylediği palavralar var MBS’ye söyletilen palavralar var. Memleketler arası medyanın buna çok daha ileri derecede sahip çıkması lazım. Doların her şeyi satın alamaması lazım.
Şu anda benim bu türlü bir talimata ait bilgim yok. Şayet Hafter tarafından bu türlü bir talimat verilmişe biz onu da inceletiriz. Bundan sonra çok daha farklı halde önlemler alırız.
Sayın Putin’le yaptığımız görüşmede İdlib‘in gündeme gelmemesi mümkün değildir. Oraya Rusya’yla varız. Müşahede noktaları dediğimiz 12 noktaya rejim tarafından taarruzlar oldu ve bir askerimiz şehit oldu. Temenni ederiz ki bundan sonra bu cins taarruzlar olmaz. Bu müşahede kulelerinin varlığı İdlib’in korunmasıdır.
Sayın Trump’la da bunu görüştük. Fırat’ın doğusuna çekilme sıkıntısı var. Koalisyon güçleriyle birlikte ABD’nin de bölgede bulunduğunu görmemek mümkün değil. ABD’yle müşterek atacağımız adımlarla Münbiç‘in işgalcilerden kurtulup sahiplerine teslim edilecekti. Belirtilen tarihlerde Münbiç temizlenmemiştir.
Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru vardı, o koridor yarılmıştır. Buranın barış koridoru olmasını ve buralara toprakların sahiplerinin yerleşmesini sağlamalıyız. Burayı bir inançlı bölge haline getirelim. Batılı ülkeleri takviyesiyle burada yapılacak konutlara şu anda çadırlarda kalan Suriyelileri yerleştirelim.
