Kerim ÜLKER
Avrupa’da birinci, dünyada ise dördüncü büyük ihracatçı ve üretici pozisyonundaki Türk mesken dokuması kesiminde maksat, ithalatı da düşürmek. 13 milyar dolarlık mesken dokuması pazarının 6 milyar doları iç pazar. Bavul ticaretiyle birlikte 5 milyar dolarlık ihracatın yanı sıra 2 milyar dolarlık da ithalat var. Tıpkı vakitte İstanbul Dokumacılık ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Lider Yardımcısı olan Türkiye Konut Dokumacılığı Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) Lider Adayı Şerafettin Demir, hem 5 milyar dolarlık ihracatı artırmak hem de 2 milyar dolarlık ithalatın da önüne geçilmesi gerektiğini lisana getiriyor. Türkiye’de nadir cari fazla veren dallardan biri olan konut dokumacılığında sayının 3 milyar dolar olduğunu lisana getiren Demir, yeni açılımlar ve projelerle bu sayının daha da artacağını söyledi. Türk mesken tesktili dalının en büyük ihracatını Avrupa’ya yaptığını kaydeden Demir, “Avrupa yüzde 45 ile birinci sırada. Akabinde Rusya’nın da içersinde bulunduğu Eski Doğu Bloku ülkeleri ve ABD geliyor. ABD’ye bilhassa çarşaf ve havlu ihracatı çok ağır ve giderek artıyor” dedi.
Türk mesken dokuması dalı dünyanın çabucak hemen her kıtasına ihracat yapıyor. TETSİAD datalarına nazaran ülke sayısı 172. fakat en kıymetli özelliği ise dalında yerli üretim yükünün yüksek olması. Demir, “Bizim girdilerimizin yalnızca yüzde 30’u ithal. Münasebetiyle yüzde 70 katma bedel yaratıyoruz. Bunun sonucunda ülkemize 3 milyar dolar dış ticaret fazlası sağlıyoruz. Toplam 90 milyar dolarlık dünya konut dokumacılığı ihracatında birinci 5 içerisinde yer alıyoruz. Türkiye burada yalnızca büyüklükle de öne çıkmıyor. Kalite olarak dünyanın en düzgünü olduğumuzu söyleyebilirim. Bu yıl gayemiz ise 5.5 milyar dolara ulaşarak yüzde 10’luk büyüme kaydetmek” diye konuştu.
YERLİ ÜRETİMLE KAPASİTEYİ DE ARTIRIRIZ
Ev dokumasında Türkiye’nin çok büyük bir ihracatçı olmasına rağmen 2 milyar dolarlık bir ithalatı olduğuna dikkat çeken Demir, bunu azaltmanın en büyük önceliklerinden birisi olduğunu belirtti. Demir, “İthal edilen eserlerin Türkiye’de üretilmesi ve çarkların yine çalıştırılması için kamu otoriteleriyle temasa geçip bunun yolunu oluşturacağız. Hatta idare konseyimizin bir kanadı yalnızca Ankara ve bürokrasi ile alakalara odaklanacak. Böylelikle hala yüzde 70’lerde olan kapasite kullanım oranlarını yüzde 90’a taşıyıp hem bölümü büyüteceğiz hem de dış ticaret fazlasını artıracağız” dedi.
“AMACIMIZ BAŞKANLIK DEĞİL, KESİM BÖLÜNMESİN”
TETSİAD’ın önümüzdeki ay genel konseyi olacak. 27 Ağustos’taki seçimlerde Demir, TETSİAD Başkanlığı için aday oldu. Adaylık süreciyle ilgili olarak ise Demir, mesken dokuması dalında bir ahilik geleneğinin olduğunu ve dernek liderlerinin kesimin büyüklerinin uzlaşısı ile aday gösterildiğini belirtti.
“Bizim geleneğimizde temel olan aday olmak değil, aday gösterilmektir” diyen Demir, “Sektörün önde gelen isimleri ve Yüksek İstişare Konseyimiz benim aday olmamı istediler. Ben de hem bölümün onayı hem de mevcut idarenin dayanağı ile yeni devir için aday oldum” diye konuştu. Demir, geçmişte yapılan kusurları da anımsatarak, “Sektörümüz 10 yıllık bir bölünme süreci yaşadı. 2008’e kadar 10 yıl boyunca iki fakrlı dernek olarak bölündük. İki farklı fuar düzenledik ve sonunda tekrar birleştik. Fakat bu 10 yıl bizim için büyük kayıp devri olarak hatırlanıyor. Biz başkanlık sıkıntısında değiliz fakat tek sıkıntımız var. O da bölünme. Bunu önlemek ve birlikte daha süratli büyümek istiyoruz” dedi.
Geçmişte otomotivciler ODD ve OSD olarak kırılma yaşadı ve iki farklı fuar düzenledi.
Benzer süreci deri üreticileri ve şirketleri de yaşadı.
Her iki dal de bu ayrışmalar büyük meseleler yaşadı ve iki taraf da kaybetti.
Ev dokumacılığı de daha evvel yaşadıkları bu sorunun tekrar nüksetmesinden çekiniyor.
