Bildirici, HalkTV’nin yayınlarıyla ilgili değerli açıklamaların kanalın sahibi Mahiroğlu tarafından yapıldığını belirterek, “Mahiroğlu farklı bir medya işvereni. Yayına müdahalesini gizlemiyor! Genel Yayın Direktörü yerine yayın kararlarını o veriyor, açıklamalar yapıyor. Buna hakkı yok. Editoryal bağımsızlık, işverene karşı da bağımsızlıktır. İşverenin çıkarlarının ve dünya görüşü ile haber ve takım anlayışının hâkim olduğu bir haber kanalında üniversal yayıncılık prensiplerini uygulamak imkânsızlaşır” yorumunu yaptı.
Bildirici, Sözcü’nün İBB Lideri İmamoğlu’nun haberlerine yer vermemesi hakkında da şu eleştiriyi yaptı:
“Sözcü gazetesinin İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’na haber ambargosu uygulaması da gazetenin sahibi Burak Akbay ile ilgiliydi. Gazetenin “İBB’nin Levent’teki arsa satışında sürpriz isimler” ve “İmar planı iptal edilen Etiler Polis Yüksekokulu toprağında inşaat devam ediyor!” haberleri sonrasında İBB zabıtaları, Burak Akbay’ın 83 yaşındaki annesinin meskenine baskın yapmış, bu baskının akabinde da Sözcü eylül ayından itibaren İmamoğlu’na ambargo uygulamaya başlamıştı.
…
Sözcü’nün yapması gereken de tekrar gazeteciliğe başvurmak olmalıydı. İBB hakkındaki haberlerden sonra Burak Akbay’ın annesinin meskenine zabıta gönderildiği Sözcü’de haber yapılarak yanlış teşhir edilebilirdi. Sözcü’de bu mevzuda haber yayımlanmaması kusur.
Asıl kıymetlisi, yayımlanacak haberlerde tek ölçüt “haber değeri” olmalıydı. “Haber değeri” kavramının yerini gazetenin işvereninin reaksiyonu ya da kurumun çıkarı almamalıydı. Habercilik İmamoğlu’nu cezalandırma aracı haline getirilmemeliydi.
Haberciliğin cezalandırma aracına dönüştürülmesi yalnızca İmamoğlu’nun değil tıpkı vakitte okurun da cezalandırılması sonucunu doğurdu. Zira İstanbul üzere bir büyük kentin belediye lideri olan İmamoğlu’nun açıklamalarını, icraatlarını öğrenmek Sözcü okurlarının hakkıydı.
Ayrıca İBB ile Sözcü ortasındaki bir uyuşmazlıkta işverenin yansısının ya da kurumsal çıkarın temel alınması, misal reaksiyonun öbür mevzularda da verilebileceği kuşkusunu doğurur. Bu da Sözcü’nün gazeteciliğini tartışmalı hale getirir, objektif habercilik algısına ziyan verir.”
Yazının tamamı için tıklayın.
