İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (İHBİR) açıkladığı sayılara nazaran; hububat bölümü eylül ayında yüzde 20,5 artışla 1 milyar 12 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, 9 aylık devirde de ihracat yüzde 28,9 artışla 8 milyar 254 milyon dolara ulaştı. İHBİR’in ihracatı da Eylül ayında yüzde 18,7 artışla 254,4 milyon dolara çıkarken, dokuz aylık periyotta yüzde 22,6 artışla 2 milyar 67 milyon dolar oldu.
TÜRK DİZİLERİ İHRACAT İÇİN DEĞERLİ FIRSAT
Açıklanan sayıları ve hububat kesiminin ihracat stratejisini kıymetlendiren İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) İdare Konseyi Lideri Kazım Taycı, kesimin yıl sonu amacı olan 13 milyar doları sıkıntısız bir halde yakalayacaklarını söyledi.
İşlenmiş tarım eserleri segmentinde, Türk eserlerinin dünyanın farklı coğrafyalarındaki marketlerde raf bulmaya devam ettiğini kaydeden Taycı; burada Türkiye’nin jeopolitik avantajı ile birlikte kaliteli ve uygun maliyetli üretiminin değerli rol oynadığını belirtti. Fakat ihracatçıların katiyen rehavete kapılmaması gerektiğinin altını çizen Taycı, “Sektörel ziyaretlere ve fuarlara katılmaya devam etmeli, satın alma görüşmelerini sistemli olarak sürdürmeliyiz. Pandemiyle birlikte ülkemiz lehine oluşan fırsatların olağana dönmesiyle bu pazarlardan düşmemeliyiz. Her türlü pazarlama ve markalaşma faaliyetlerine devam etmeliyiz.” dedi.
İHBİR İdaresi olarak seçildikleri gün prestijiyle belirledikleri kimi maksatların olduğunu hatırlatan Taycı, bu manada son devirde yurt dışında yoğunlukla izlenen Türk dizilerine konsantre olduklarını tabir etti.
Anadolu’nun kendine has lezzetleri olan lokum, helva, baklava, pişmaniye ve kahve üzere eserleri bu dizilerin senaryolarına girmek üzere üretimciler ve senaristlerle görüştüklerini ve bu hususta önemli bir yol aldıklarını kaydeden Taycı, “Mesela çok kalabalık bir nüfusun olduğu Güney Amerika bizi çok izliyor. Tıpkı formda Asya Pasifik ve Uzak Doğu pazarlarında izlendiğimiz diziler var. Ulusal eserlerimizi bu bölgedeki insanların başlarına kazımak istiyoruz. Bulgur üzere lezzetli ve doğal bir eseri tüm dünyada tanıtmak için de çalışmalar yapıyoruz. Baklava, lokum, pişmaniye, kestane şekeri ve tüm şerbetli tatlılarımız ve gibisi kimi eserlerin tanıtımıyla ilgili faaliyetlerimiz devam ediyor.” dedi.
İHRACATÇININ FİNANSMANA MUHTAÇLIĞI VAR
Venezuela, Kolombiya, Arjantin, Bolivya, Peru, Honduras, Panama üzere ülkelerde her geçen yıl bir evvelkine nazaran yüzde 10-12 üzere artan bir performans gösterdiklerini söyleyen Taycı, benzeri biçimde Tayland, Çin, Hong Kong, Kore, Tayvan, Singapur coğrafyasında da her geçen yıl tesirlerinin arttığını vurguladı.
İhracatta olumlu gelişmeler yaşanmasına rağmen emtia fiyatlarının çok yükselmiş olması ile birlikte birtakım hammaddelerin yol ve navlun müddetlerinin uzamasının stok ölçülerini ve buna bağlı olarak işletme sermayesi ihtiyaçlarını artırdığını söyleyen Taycı, “Finans ve kaynak noktasında önemli dayanağa gereksinimimiz var. Bankaların belirlemiş olduğu limitlerin kurlardan ötürü erimiş olması ve bankaların bu limitleri birebir oranda revize etmemesi önemli manada finansman muhtaçlığı yaratıyor. Bununla ilgili İhracatı Geliştirme (İGE) A.Ş. ile Eximbank ve öteki finans kuruluşlarıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Otoriteden bir an evvel süratli aksiyonların alınmasını bekliyoruz.” dedi.
“HUBUBAT BORSASI İSTANBUL’DA OLMALI”
Tahıl koridoru konusuna da değinen Taycı, yaklaşık 6,5 milyon ton tahılın dünya piyasalarına ulaştığını ve hala de ulaşmaya devam ettiğini kaydetti. Türkiye’nin bu noktada kıymetli bir hizmet gerçekleştirdiğinin altını çizen Taycı, “Bugün Mersin’deki Hububat bakliyat ticaretimizle, tarımdaki rekolte oranlarımızla ve Rusya-Ukrayna tahıl koridorunun da gelmesiyle birlikte ‘Hububat Borsası İstanbul’da olmalı’ niyetinin gerisindeyiz. Bununla da ilgili İhracatçılar Birliği’ndeki tüm liderlerle birlikte otoriteyi de ardımıza alarak lobi çalışmalarını yapmaya devam ediyoruz.” dedi.
