Cumhurbaşkanı adaylığına ait açıklamada bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, “Anket tuzağına düşmeyelim. Bu ülke her akşam cumhurbaşkanı adayını konuşuyor. Bence gerçek hususlardan bizi uzak tutuyorlar. Aslında bahisler artırımlar. 6’lı masa dimdik ayakta durmalı. Aday olma sıkıntısı ayrıntı benim için” dedi.
Halk TV’de canlı yayına konuk olan İmamoğlu, gündeme ait açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu’nun konuşmasının satırbaşları şöyle:
İBB’NİN METRO ADIMLARI
İstanbul metro açısından fukara bir kent durumunda aslında. Yani baktığınızda 16 milyon nüfusu olan bir kentin 230 kilometrelik bir raylı sisteme sahip olması fukara bir durumdur. Metro sıkıntısı ciddiye alınmalı. 10 tane metro sınırı, 12 tane metro çizgisine ihale yapılıyor. Toplam uzunluğu 141 kilometre.
Bunun 7 adedini 2017’de o devrin belediye lideri durduruyor. Üç sınırın da ödeneği bittiği için durduruluyor. Biz Alibeyköy-Eminönü çizgisinde ağır bir çalışma ortaya koyduk. Mahmutbey-Mecidiyeköy çizgisini hizmete açtık. Alibeyköy-Eminönü çizgisinin Cibali’ye kadar olan kısmını hizmete açtık.
Yapılmamış metroya yapılmışın 2 katı kadar para ödenmiş formda devraldık. Metro yapacağız diyorlar daha aracın siparişi verilmemiş, tasarımı yapılmamış. İstanbul’u bir nizama kavuşturduk.
‘Çökme işinden anlamam’
Biz öz kaynak ile süreci yönetiyoruz. Hem iş görerek hem sistemi kurtararak süreci nasıl bitirdiğimizin incelenmesini isterim. Çökme işinden anlamam. Sayın Cumhurbaşkanı çökme lafını çok kullanıyor. Bilen kullanır diye düşünüyorum.
Yanlışını düzelteyim, çöktü dediği proje bahsettiği proje değil. Bizden evvel başlamış lakin yüzde 75’ini biz tamamladık. Sayın Cumhurbaşkanı’nın benim projem dediği proje Dalan devrinde başlıyor, Sözen periyodunda devam ediyor. Erdoğan 4 yılda bitiriyor.
‘TOGG açılışına davet edilmedim, edilseydim giderdim’
Togg açılışına davet edilmedim, edilseydim giderdim. Benim taahhüdüm de var, tarihi yarımadayı karbon salınımı sıfır hale getirmek istiyoruz. Burada kullanmak istediğimiz hizmet araçlarını Togg’dan almak istiyoruz diye müracaatımızı yapıyoruz. Togg’un yetkilisiyle bunu görüşmek istedim fakat benimle şimdi irtibat kurmadılar.
‘Maliyet artışlarını yansıtmamaya çaba ediyoruz’
Enerji fiyatları bilhassa elektrikle ilgili fiyat artışı, yakıtla ilgili artış. Şu anda İBB toplu taşımayı sübvansiyon sayısı 11 milyar liraya ulaştı. İSKİ’nin doğalgaz sarfiyatları su gelirlerinin yüzde 2’siydi, bugün yüzde 8.
Metronun güç tüketimi elektrik, o denli faturalar ödüyoruz ki, 750 milyona çıktı İSKİ’nin bir aylık faturası. Mazotun artışını söylemeyeyim zati biliyorsunuz. Taksiyi ne için bulamıyoruz? Zira İstanbul’da gereğince taksi yok. Taksici ziyan ediyor, yakıtı zamlandı. Türkiye’nin sorunu, gelir dağılımı problemi. Masraf artışlarını kurumların başına yığarsanız o kurumlar çöker.
İETT’nin akaryakıt masrafları toplam yolcu masraflarını aştı. 11 milyara yanlışsız giden bir sübvansiyonla karşı karşıyayız. Artırım kaçınılmaz. Sayın Erdoğan dedi ya ‘Faiz sebep enflasyon sonuç.’ Artık artırım dediğiniz şey sonuçtur. Gelen maliyet artışlarını yansıtmamaya uğraş ediyoruz. Kur farkının getirdiği maliyetler… Bütün bu sıkıntılar bizim artırım yapmamıza sebep oluyor. Bu yılın sonuna kadar ekmeğe artırım yapmayacağız dedik.
‘Adayımız kim diye merak etmesi bizi ilgilendirmiyor’
Anket tuzağına düşmeyelim. Bu ülke her akşam cumhurbaşkanı adayını konuşuyor. Bence gerçek hususlardan bizi uzak tutuyorlar. Aslında mevzular artırımlar. Bu ülkenin yüzde 75’i eğitimden rahatsız. Alt gelir kümesi yoksullaşıyor, üst gelir kümesi zenginleşiyor.
Kendi palavralarını kapatmak için bizi tartıştırıyorlar. Cumhurbaşkanı adayı kim, sana ne! İktidara söylüyorum. Biz süreç yönetiyoruz, ben sürecin bir parçasıyım İstanbul’daki icratlerimi sürecin en güçlü parçasıyım. İstanbul’da kazanırsanız Türkiye’de kazanırsınız diyoruz. Ben altılı masanın en çalışkan neferiyim, kurulduğundan beri. Bugünün iktidarı neyi kapatmak istiyor, adayı tartıştırarak…
Bütün gerçekleştiremedikleri gayelerinden uzak tutmak için aday kim… Bu altılı masanın işi, halkıyla birlikte düşünüp taşınıp karar verecek. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bizim adayımız kim diye merak etmesi bizi ilgilendirmiyor biz işimize bakıyoruz. Altılı masa dimdik ayakta durmak zorunda. Aday olma problemi ayrıntı benim için.
‘Bu sıkıntı bir yargı problemi değil’
YSK üyelerine hakaret ettiği argümanıyla açılan ve 11 Kasım’da görülecek duruşmaya ait de konuşan İmamoğlu, şu sözleri kullandı:
”Bu bahiste özel araştırmalar, çalışmalar yapıldı. Bu sıkıntı bir yargı sorunu değil. Birisi berbat bir şey yapmış, hatası üzerinden bir yargılama süreci değil. Hatırlayalım lütfen. Seçimden sonra belediye liderleri Strazburg’a gidildi. Belediye liderlerinin çağrılma nedeni tartışmalar yapılacağı oturum. Daha da değerlisi kurula yazı yazıp gelin bizim lokal seçimleri izleyin diyen hükümet. Biz de seçimden sonra gidiyoruz, bir çok mevzuyu içeren bir konuşma yapıyorum. Ben Avrupa’dan döndüm. Zat-ı sayın bana sen bizi nasıl yurt dışına şikayet edersin ahmak dedi. Ben de yanıt veriyorum, seçimi tekrarlatanlara iade ediyorum diyorum. 11’inde dava var. 16 milyon insanı göz nazaran yargılama peşindeler. Yargıyı lekeliyorlar. Binlerce çevik kuvveti oraya dikiyorsunuz. Ben yargılanmayı bile zül görüyorum. Ben yargıya güvenmek istiyorum. Her şeyi yapabilirler. Murat ettikleri İmamoğlu’nu siyaseten cezalandırmak. Fakat bunu yapamazlar. Seçim iptal edilir mi dedi arkadaşlarım. İnşallah etmezler dedim. Olursa fark atarız dedim.”
‘Her yere zabıta gidebilir, benimle ne alakası var’
İmar haberlerinin akabinde Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay’ın annesinin konutuna “Hakkınızda ihbar var” denilerek zabıta takımı gönderdiğine yönelik savlara da değinen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Bu işlerin ayrıntısına girmeyi kendime yakıştırmam. Benim kişiliğimi, çabamı bilen o gazete içerisinde inanın kapıdaki bekçisinden en değerli köşe müelliflerine yahut öteki kişiliklere kadar bilen çok insan var. O kurum hakkında bu hususta ayrıntıya girmek benim için zul olur. Fakat şunun bilinmesi lazım İmamoğlu bir yere zabıta göndermeyle bağlı bir belediye lideridir. Herhalde herkes kendi aklıyla benim aklımı karıştırıyor. Bazen kişi, kendinde bildiği şeyi diğerine yakıştırır.
O vakit benim, basının yüzde 90’ı benim aleyhimde herkesin malı mülkü var İstanbul’da, kimin kapısına zabıta yollamışım yahut baskı yapmışım. Yapsam herhalde kıyamet kopar, her gün gazeteler manşet olur. Bu türlü bir şey olabilir mi ya. Her yere zabıta gidebilir, benimle ne alakası var. Benim bir zabıtanın bir yere gitmesi gelmesiyle ne alakam olabilir. Ekrem İmamoğlu’nu kiminle karıştırıyorlar.”
