Japonya, ilaç endüstrinde ve teknoloji üretiminde kullanılan kimi yarı mamul hususların Güney Kore’den ithalatına kısıtlama getirdiğini açıkladı.
Japon haber ajansı Kyodo’da yer alan habere nazaran, Japonya İktisat, Ticaret ve Teknoloji Bakanlığı, yarından itibaren geçerli olmak üzere, Güney Kore’den florlanmış polimid, hidrojen florid ve resist unsurlarının ithalatının kişisel müsaadeye bağlı hale getirileceğini duyurdu.
Açıklamada, kelam konusu önlemin “iki ülke ortasındaki itimat bağlantısının önemli biçimde zedelenmesi nedeniyle alındığı” belirtildi.
Bakanlık, yakın vakitte Güney Kore’den ithal edilen eserlerde kimi kontrol eksiklikleriyle karşılaşıldığını vurgularken, bu hususta somut örnek vermedi.
Açıklamada, kelam konusu eserlerin ithalatının topyekun yasaklanmadığı fakat ithalat müsaadesi talepleri için 90 günlük bir inceleme müddeti getirileceği kaydedildi.
Güney Kore DTÖ’ye başvuracak
Güney Kore hükümeti ise Japonya’nın açıklamasına reaksiyon göstererek, kısıtlamanın memleketler arası hukuku ihlal ettiğini ve buna karşılık vereceklerini bildirdi.
Güney Kore Ticaret Bakanı Sung Yun Mo, Japonya’yı Dünya Ticaret Örgütüne (DTÖ) şikayet edeceklerini belirtti.
“Zorla çalıştırılan emekçiler için verilen kararlara misilleme değil”
Öte yandan Japon Kabine Yardımcı Sekreteri Yasutoşi Nişimura, kelam konusu önlemin Güney Kore’de mahkemelerin Japonya’nın Kore Yarımadası’nda 1910-1945 yıllarındaki sömürge idaresi altında Japon şirketlerin zorla çalıştırdığı çalışanlar için verdiği tazminat kararlarına karşı misilleme olmadığının altını çizdi.
Nişimura, güvenlik münasebetleriyle alınan kararın DTÖ kurallarına uygun olduğunu vurguladı.
Zorla çalıştırılan işçiler
Güney Kore Yüksek Mahkemesi, geçen yıl kasımda Nippon Çelik Şirketi ve Mitsubishi Ağır Sanayi Şirketi aleyhine açılan davalarda, şirketleri, zorla çalıştırdıkları Güney Koreli personellere tazminat ödemeye mahkum etmişti. Karar, görülmekte olan emsal davalara emsal teşkil etmiş, öbür Japon şirketleri de arka arda tazminata mahkum olmuştu.
Japonya, Güney Kore ile 1965’te diplomatik bağlantıların olağanlaşması için yürütülen görüşmelerin akabinde imzalanan mutabakatla Güney Kore’ye aktarılan hibe, bağış ve kredilerin “savaş tazminatı” niteliğinde olduğunu ve mutabakatla tazminat konusunun kapandığını ileri sürüyor.
Güney Kore ise insanları sömürge idaresi altında zorla çalıştırmanın insanlığa karşı cürüm olduğunu, haksızlığa uğrayanların yargı önünde haklarını aramasının iki ülke ortasında imzalanan mutabakatlarla sınırlanamayacağını savunuyor.
Kaynak: AA
