Son on yılda global büyümenin motoru pozisyonundaki Asya ülkelerinin birkaç yıldır karşı karşıya kaldıkları siyasi ve jeopolitik riskler sebebiyle ekonomilerinde yavaşlama gözleniyor.
Çin’in ABD ile yaşadığı ticaret savaşı bölge ve global iktisada karşı en büyük tehditlerden biri haline gelirken, bölge ülkeleri ortasında yaşanan uyuşmazlıklar da belirsizlikleri artırıyor.
Çin’in ekonomik büyüklüğü 14 trilyon dolar
Yaklaşık 14 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe sahip Çin, 2019 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 6,2 büyüyerek bu istatistiklerin yayınlanmaya başladığı 1992 yılından bu yana en düşük çeyreklik büyümesini gerçekleştirdi.
Japonya ile Güney Kore ortasında devam eden uyuşmazlıklar risk algısını artırırken, birebir vakitte global ekonomiyi de negatif tarafta etkiliyor. Japonya’nın Güney Kore’ye uyguladığı ihracat kısıtlamaları, bu ülkenin teknoloji şirketlerinin telefonlarda ve bilgisayarlarda kullandığı çip ve ekranlara ulaşımında zorlanmalarına sebebiyet veriyor. Teknoloji ağır bir üretime yapısına sahip Güney Kore’de bu durum ülke ihracatını olumsuz tarafta etkiliyor.
Çin ile Hong Kong ortasında yaşanan siyasi uyuşmazlıklara Tayvan’ın ABD’den silah alımının da eklenmesi bölgede tansiyonun yükselmesine neden oldu.
Öte yandan Vietnam’ın ABD’nin yeni kanun tasarısına nazaran kur manipülatörü olarak isimlendirilmesine ramak kalırken, ABD Vietnam’dan alınacak çelik eserlerine yüzde 400 gümrük vergisini uygulamaya alarak ticaret savaşlarını diğer bir cepheye taşımış oldu.
Merkez bankaları harekete geçti
Artan belirsizliklerin bir sonucu olarak yükselen risk algısı merkez bankalarını harekete geçirirken, Asya tarafında siyaset faizini birinci düşüren merkez bankalarından olan Avustralya Merkez Bankası açıkladığı toplantı kayıtlarında faiz indirimine devam edebileceği sinyali verdi.
Analistler, son datalarla birlikte global iktisatta hakim olan güvercin havanın maliye siyasetlerine da yansımasını bekliyor.
Asya’nın değerli ekonomilerinin genişleyici maliye siyasetlerine tartı vermelerinin beklendiğini söyleyen analistler, Çin iktisadının ikinci çeyrekte yüzde 6,2’lik büyümesinin düşük olsa da beklentilere paralel gelmesinin global piyasalarda kısmi rahatlama sağladığını tabir etti.
Güney Kore Merkez Bankasının temmuz toplantısında faiz indirimine gitmesinin beklenmemesine karşın 25 baz puanlık indirimle siyaset izini yüzde 1,5 düzeyine düşürdü.
Analistler, kararın ardında Japonya ile Güney Kore ortasındaki uyuşmazlıkların ve global büyümeye ait aşağı taraflı baskıların olduğunu belirtti. Böylelikle 2016 yılından bu yana birinci sefer faiz indirirken, siyaset faizi rekor düşük düzeyin yalnızca 25 baz puan üzerinde bulunuyor.
Asya’nın bir öteki kıymetli iktisadı Endonezya da beklentiler dahilinde faiz düşürenler ortasında yerini aldı. Endonezya Merkez Bankası piyasa beklentisi paralelinde siyaset faizini 25 baz puan indirerek yüzde 5,75 düzeyine çekti ve 2017’den bu yana birinci sefer faiz indirimine gitmiş oldu.
Alınan son kararlarla birlikte dünyanın en büyük 20 iktisadı içinde yer alan 6 Asya ülkesinden 3’ü faiz indirirken başkaları de güvercin tavırlarını gitgide güçlendiriyor.
Küresel büyüme beklentileri aşağı revize ediliyor
Küresel büyümede aşağı taraflı revizyonlar devam ederken, Memleketler arası Para Fonu (IMF) bu yıl gerekleştirdiği üç toplantıda da 2019 yılı global büyüme beklentisini aşağı çekti. IMF sene başında açıkladığı raporda 2019 yılı için yüzde 3,7’lik global büyüme beklentisini, sonraki raporlarda sırasıyla yüzde 3,5’e ve yüzde 3,3’e çekti.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) de bu yıl için global büyüme kestirimini yüzde 3,3’ten yüzde 3,2’ye indirdi.
OECD yılbaşında Çin iktisadının 2019’da yüzde 6,3’lük büyüyeceği beklentisini, global iktisatta artan belirsizliğe paralel yüzde 6,2’ye revize etti. OECD 2020 yılında Çin’in yüzde 6 büyüyeceği beklentisini ise değiştirmedi.
Kaynak: AA
