Milas’ın 26 kırsal mahallesinin muhtarı Yeniköy Termik Santrali önünde toplandı. Muhtarların gündeminde ‘Yeniköy Kemerköy santralleri kapatılsın, kömür çıkarılmasın’ tartışmaları vardı.
Muhtarlar bu bahiste birbirleriyle görüş, alışverişinde bulundu. Santrallerin çalışmaya devam etmesi konusunda birleşen muhtarlar, bu fikirlerini ortak basın açıklamasıyla paylaştı.
Muhtarlar ismine basın açıklamasını Gürceğiz Mahalle Muhtarı Ersoy Yılmaz yaptı. Muhtar Yılmaz, işçinin hakkını savunabilmek için ellerinden gelen çabayı Yeniköy Termik Santrali önünden başlattıklarını söyledi.
‘NE İSTEDİĞİMİZİ SORMAMIŞ BEŞERLER YAZGIMIZ HAKKINDA KONUŞUYOR’
Milas’a bağlı 26 kırsal mahallenin muhtarı olarak kendileri dışında ilerleyen, asla fikirlerinin sorulmadığı bir periyot yaşadıklarına dikkati çeken Yılmaz, “Yaşadığımız toprakları, köylerimizi, bahçelerimizi, zeytinliklerimizi bir kez görmemiş, rastgele bir köyümüzün kahvesinde oturup bir çayımızı içmemiş, bize ne yiyip içtiğimizi, ne istediğimizi sormamış beşerler bizim yazgımız hakkında konuşuyor. ‘Gördüm’ diyenlerin birçok da güzelim kıyılarımızda gezmeye gelmiştir, o kadar. Artık, bizi bilmeyen, tanımayan bu beşerler, ‘Yeniköy Kemerköy santralleri kapatılsın, kömür çıkarılmasın’ diyorlar. Sanki biliyorlar mı, burada bulunan 26 köyde yaşayanların kıymetli bir kısmı santral sayesinde geçimini sağlıyor, konutuna ekmek götürüyor, çocuklarını büyük kentlere üniversiteye gönderebiliyor. Santralde çalışan binlerce kişinin çok büyük bir kısmını Milas halkı oluşturuyor. Yani Milaslı binlerce aile santralden geçimini sağlıyor. Liseyi bitiren, üniversiteyi bitiren çocuklarımız ilçelerine, köylerine dönüp burada çalışıyor. Santrallerden maaş alanlar alışverişlerini buradaki bakkaldan, kasaptan yapıyor, dolmuşa biniyor, hafta sonu kente inip çocuklarını gezdiriyor” dedi.
‘KÖYLÜ BAYANLARIMIZ LİNYİT ALANINDA YÜRÜTÜLEN ARKEOLOJİK HAFRİYATLARDA ÇALIŞIYOR’
Yılmaz, “Köylü bayanlarımız linyit alanında yürütülen arkeolojik hafriyatlarda çalışıyor. Hatta bu bayanlar ortasında meskeninin tek başına geçimini sağlayanlar da var, birinci sefer mesken sahibi olanlar da kızlarını aldıkları maaş sayesinde üniversiteye okumaya gönderenler de. ‘Tarih yok ediliyor’ diyenler, dönüp bugüne kadar çıkarılan, müdafaa altına alınan yapıtlara baksın, bu sayede Ören’de bir arkeoloji parkı bile oluşturuldu. Doğayı ve ormanı savunduğunu söyleyen kelamda çevreciler ‘Zeytinliklerimiz, ormanlarımız’ derken Çökertme, Mazı, Bozalan, Gürceğiz, Türkevleri’ndeki büyük orman yangınlarında bizler bölge halkı olarak uğraş ederken neredeydi? Tabiatla dost bir madenciliğin yapılabilirliğini anlatan gözle görülen rehabilitasyon alanlarımız ile kanıtlanmıştır. Ülkemiz ve bölgemiz için güç üretimini ve sosyo-ekonomik açıdan stratejik kıymette olan kazanımlarımızı kirli emellere terk etmeyeceğiz” diye konuştu.
‘BİR YANDAN TARIMLA DA UĞRAŞIYORUZ’
‘Siz köylüsünüz, toprağınızı işleyin’ diyen birtakım bireyler olabileceğini belirten Muhtar Yılmaz, şöyle devam etti:
“Bunu diyenlerin çiftçilik yapmadığını da biliyoruz. Zira 10, 20, 30 dönüm bahçeyle, 100-150 tane zeytin ağacından elde edilecek gelirle, bir ailenin bir yıl geçinmesi, çoluğuna çocuğuna bakması mümkün değil. İşte öbür bölgelerde bu nedenle köylerden büyük kentlere göç yaşanıyor. Lakin bizim en azından ailemizden biri santralde çalışıyor, bir o kadarı da santrallerden emekli olmuş, emekli maaşıyla geçiniyor. Bir yandan tarımla da uğraşıyoruz. Zira, tez edildiği üzere santrallerin etrafında topraklarımız ölmedi, su kaynaklarımız kurumadı, hala sebzemizi meyvemizi kendimiz yetiştiriyoruz. Zeytin bahçelerimiz var hem kendi muhtaçlığımızı karşılıyor hem de konut bütçesine ek gelir elde ediyoruz. Böylelikle göç etmek zorunda kalmıyoruz, doğduğumuz, büyüdüğümüz topraklarda ailemizle hayatımızı sürdürüyoruz.”
‘BİLGİSAYAR VE TELEFON EKRANINDAN BAKIP BİZLER HAKKINDA KARAR VERMEYİN’
Kameraların karşısına geçip Milas köylüsü üzere görünmek için başlarına yemeni bağlayıp, ‘Tarih yok ediliyor, zeytinlikler yok ediliyor’ diyenlere, buraya gelip ahkam kesen, bizi ekmeğimizden edeceklerini umursamayan bu insanlara, kendine çevreci diyenlere, onlarla birlikte hareket eden siyasilere de seslenen Yılmaz, “Sizden istediğimiz; buraya ve bizlere uzaktan, bilgisayar ve telefon ekranından bakıp bizler hakkında, hayatlarımız hakkında, topraklarımız hakkında karar vermemeniz. Bu mahallerin, bu ormanların, bu toprakların asıl sahipleri olarak bizim can damarımız olan, köylünün, vatandaşın bütçesine can katan santrallerin çalışmaya devam etmesini istiyoruz. Bizimi için kıymetli olan bu santralleri kimin çalıştırdığı değil santrallerin çalışmaya devam etmesi ve istihdam sağlanmasıdır” dedi.
