Toygun ATİLLA yazdı
TOPLUM NASIL HAZIRLANDI
AK Parti iktidarı ile liberallerin, FETÖ’cülerin Türkiye’yi güllük gülistanlık yönettiği günlerdi.
Neo Osmanlıcılık dorukta, cukkalar yerindeydi.
Ahmet Davutoğlu dış politikayı, Ali Babacan ekonomiyi şekillendiriyordu.
İnşaatlar AK Parti’de, devlet ise yeni yeni FETÖ takımlarına geçiyordu.
Yetmez lakin Evetti…
Yetmesi için TSK’yı, yargıyı, hatta sermayeyi şekillendirmek gerekiyordu.
Bunun evvel toplum alıştırılmalı, hazırlanmalıydı.
Henüz klasik gazeteler buna hazır değildi.
TSK’YI YOK ETMEK İÇİN TOPLUMSAL MEDYA PLANI
O halde toplumsal medya buna hal verecekti.
Hesaplar tek elden denetimli bir biçimde açıldı: “Karanettv”, “TSK Kulis”, “Gata Kulis” “Süper Denizciler”, “Paşa Keyfi”, “Bulut Altı”
TSK’ya dair zımnî dokümanlar, maksattaki askerlerin özel hayatları, montajlar, kurgular ve daha neler neler…
FETÖ kurgusu saat üzere çalışıyordu. AK Partililer ve liberaller keyifli, mesuttu…
Düşman ortak, amaç birebirdi…
Sosyal medyada FETÖ kurgusu üzerinden “demokrasi” geliyordu.
Ah canım yesinler…
TOPLUMSAL HİPNOTİZE
Toplum hipnotize edilmeye hazırlanmıştı.
Önce kulaktan kulağa, sonra bas paylaşımı…
Pusu yasallaşmış, olağanlaşmıştı.
İzmir 2.Askeri Casusluk operasyonunda da maksat iktisat bürokrasisiydi.
Ali Babacan, olan biteni kayıtsız hatta keyifle izliyordu.
“Sayın Gülen” takımı iş başındaydı.
Zannettiler ki,
Her şey bu türlü keyifli mesut gidecek…
Sıra kendileri girdiklerinde bunun bu türlü olmadığını anladılar.
BU SEFER MAKSAT AK PARTİ
17-25 Aralık, 7 Şubat MİT kumpası…
TSK’yı yok etmek için kurulan hesapların isimleri değişmiş, merkezleri ise birebirdi.
“Başçalanlar” “Haramzadeler” “Fuat Avni” “Simge Ekici” devredeydi.
Cumhuriyetçileri, Atatürkçüleri ve TSK’yı amaç alanlarla sonrasında AK Parti’yi maksat alanlar birebirdi.
Kimse işin burasını çok düşünmedi.
Pusucular ve formülleri birebir, gayeleri ise bu sefer farklıydı.
Ancak
Pusucuların daima müşterisi vardı.
Bu kere geçmişte AK Partililerin, liberallerin düştüğü “tuzağa” bu sefer kimi Cumhuriyetçiler ve Atatürkçüler düşmüştü.
“Sırtlan Pususunun” isim babası FETÖ kumpası mağdurlarından emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel’dir. O çarpıcı kitabının ismidir. Kulaklarını çınlatalım ve devam edelim.
PANDORANIN KUTUSU AÇILDI
FETÖ’cülerin teknikleri bilinse de açtıkları yol ve istikamet kabul görmüştü.
Pandora’nın kutusu açılmış, berbatlıklar yer yüzüne çıkmıştı. O berbatlıklar taklit edilmeye başlandı.
Artık her partinin trolleri vardı. Kara çalma, iftira, bel altı vuruş, her şey mubahtı…
Ortalık trol enflasyonunda geçilmez olunca, yurt dışında olmanın da verdiği avantajla toplumsal medya hesaplarından gerçek kimlikleri ile piyasaya çıktı.
Bunlardan en ünlüsü Cevheri Güven’di…
Yalanı bol, müşterisi çoktu.
Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler bile kendisini referans gösterir olmuştu.
Oysaki,
TSK’ya, Atatürkçülere, Cumhuriyete kurulan kumpasın birinci mermisini atan da Cevheri İtimat ve arkadaşlarıydı.
Unutuldu…
FETÖ’NÜN İPİ İLE KUYUYA İNENLERİ BEKLEYEN SON
Bu sarmal, Muhammed Yakut’lara, Ali Yeşildağ’lara dönüştü.
Doğruluk gerçeklik hangimizin umurundaydı…
Kutuplaşmış Türkiye’de her yol mübahtır…
Siyaset, seçim sonuçları ne olursa olsun bari bundan sonra toplumun aklını kiraya vermekten vazgeçmesi, toplumsal medya hipnozlarından kendini muhafazası, toplumun manipülasyonlara değil de gerçeğe kıymet vermesi zorunluluktur.
FETÖ’nün ipi ile kuyuya inenlerin sonu ise felakettir…
patronlardunyasi.com
