İngiliz haber ajansı Reuters, yabancı fon yöneticilerine, Türkiye’nin ekonomik krizin gölgesinde gireceği seçimlerden sonra yaşanacaklara dair öngörülerini sordu. Ajans, “Piyasalardaki karmaşa ve Ankara’nın sıradışı ekonomik siyasetler benimsemesi sonucu birçoğu Türkiye’den çekilen yabancı yatırımcılar [seçimleri] yakından izliyor” sözlerini kullandı.
Reuters’ın haberinde, seçimlerin iktisat açısından bir “yol ayrımı” manasına geldiği ve Türkiye’nin 100 yıllık tarihinin “belki de en önemli” oylaması olduğu yorumu yapıldı.
Ajansa konuşan fon yöneticileri ise “muhalefetin kazanacağına dair ufak bir ipucunun bile ‘Erdonomi’den vazgeçileceğine dair vaatler nedeniyle Türk varlıklarının değerli biçimde bedel kazanmasını tetikleyebileceğini” söyledi. Bununla birlikte haberde, “Ancak Erdoğan’ın iktisat ve mali piyasalarda yol açtığı esaslı dönüşüm, bu türlü bir değişimin de kendi belirsizliklerini beraberinde getireceği manasına geliyor” denildi.
‘FAİZLERİN ÇOK DAHA YÜKSEK BİR DÜZEYE ÇIKARILMASI GEREKECEK’
Los Angeles merkezli varlık idare şirketi TCW’nin yöneticilerinden Blaise Antin, “Erdoğan kaybetse bile Türk lirasındaki bedel kaybının derhal son bulmasının beklenen görünmediğini” söyledi. Antin, seçimleri muhalefetin kazanması halinde, TL’nin kıymetinden fazla olması ve faizlerin “çok daha yüksek düzeye çıkarılması” üzere sorunların ele alınmasının gerekeceğini söyledi. ABD’li ekonomist bu nedenle, piyasaların “sürdürülebilir biçimde yükselme eğilimine lakin orta vadede girebileceğini” belirtti.
Haberde, Türkiye’deki seçimlerde Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını tekrar kazandığı, AKP’nin ise meclis çoğunluğunu kaybettiği bir senaryonun da mümkün olduğu belirtilirken, Antin “Bu en makus sonuç olur” dedi. Antin, bu türlü bir senaryonun kısa vadede belirsizliğe ve piyasalarda istikrarsızlığa yol açacağını söyledi.
‘ERDOĞAN KAYBEDERSE, HAZİNE ÜZERİNDEKİ YÜK DİĞERİNİN SORUNU OLACAK’
“Erdoğan hiç bu kadar savunmasız olmamıştı, Aşil topuğu ise ekonomi” yorumunu yapan Reuters, seçim öncesinde taban fiyatın önemli oranda artırılması, emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesinin hayata geçirilmesi ve güç faturalarında teşvikler üzere çok sayıda toplumsal yardım harcaması yapıldığını yazdı. Londra merkezli niyet kuruluşu Chatham House’da kıdemli araştırmacı olan Galip Dalay da bu mevzuda, “Erdoğan peş peşe takviye paketleri sunuyor. Bunlar kamu cüzdanı üzerinde önemli baskı yaratacak. Ancak seçimleri kaybederse, bu durum diğerinin sorunu olacak” dedi.
Kredi kuruluşu Fitch’in yöneticilerinden Paul Gamble ise “Bu siyasetlerin sürdürülebilir görünmediği açık” yorumunu yaptı.
Haberde, iktidarın ‘Kur Muhafazalı Mevduat’ siyasetinin kısa vadede işe yaramış üzere göründüğü, bu süreçte turizm gelirlerinin yanı sıra Katar ve Rusya’dan sıcak para geldiği, Erdoğan’ın oy oranlarının da TL’deki paha kaybının yavaşladığı ağustos ayında tekrar yükselişe geçtiği belirtildi. Reuters’a konuşan bir bankacı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz rezervlerindeki artış sonucunda, birtakım yabancı yatırımcıların Türkiye piyasasına kısa vadeli girişler yapmaya başladığını da söyledi.
‘TL OLAĞAN BEDELİNDEN YÜZDE 15 DAHA YÜKSEK’
Bununla birlikte, Washington merkezli Milletlerarası Finans Enstitüsü Baş Ekonomisti Robin Brooks, TL’nin şu an olağan bedelinden yüzde 15 daha yüksek tutulduğunu söyleyerek, “Kredi teşvikleri, büyümeyi Türkiye’nin sürdürebileceğinden daha yüksekte tutuyor” dedi.
Zürih merkezli Vontobel şirketinde fon yöneticisi olan Sergey Goncharov ise “Erdoğan’ın siyasetlerinin felaket getireceği” öngörülerinin gerçekleşmediği yorumu yaparak, Türkiye’nin geçen hafta memleketler arası sermaye piyasalarından 2.75 milyar dolar borç almakta sorun yaşamadığını söyledi.
Reuters ajansı “Bu durum, muhalefetin zaferinin özgür piyasa siyasetlerine dönüş getirmesi halinde birinci etapta acı verici bir ekonomik gerileme ile karşılaşabilecek olan seçmenlerin tercihini karmaşık hale getiriyor” yorumunu yaptı. Goncharov da, mevcut iktisat siyasetleri için “Bu istikrarsız lakin dışına çıkması güç bir denge” dedi.
