Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Ekonomimizi açıkça çökertmeyi amaçlayan sermaye ırkçılığı karşısında herkesten önce bu ülkenin sanayi ve ticaret odaları hal koymalıydı. Yıkım masasının son periyotta bürokrasiden savunmaya, iktisattan güvenliğe kadar farklı alanlarda tehdit dozunu daima artırmasında, bu sessizliğin kıymetli hissesi olduğunu düşünüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) İktisada Paha Katanlar Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, başta iş dünyası olmak üzere her alanda yıkma ile yapma ortasındaki devasa farkı görmenin mümkün olduğunu söyledi.
Bir işletmeyi büyütmenin birden fazla vakit yıllar, on yıllar aldığını ancak maharetsiz bir yönetimci elinde iflasa sürüklenmesinin yalnızca aylar sürdüğünü kaydeden Erdoğan, birebir durumun ülke siyaseti için de geçerli olduğunu, bin bir emekle muhakkak düzeylere getirilen projelerin akamete uğratılmasının, kifayetsiz bir muhterisin yanlış kararının eseri bir imzaya baktığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun acı örneklerine başta İhtilal arabaları olmak üzere geçmişte tekraren rastladıklarını lisana getirerek, bilhassa ülke iktisadı için çarpan tesiri yapacak atakların daha emekleme safhasındayken nasıl boğulduğunu pek çok defa gördüklerini kaydetti.
Yatırım ve eser düşmanlığı
Şimdi birebir kirli oyunun tekrar sahnelenmek istendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Türkiye’nin son 20 yılda en büyük başarıyı elde ettiği savunma sanayii alanında kopartılan fırtınayı eminim sizler de takip ediyorsunuz. Daha sandıktan bile çıkmadan, ülkemizin gurur kaynağı olan projelerini lisanlarına dolamaya başladılar. Hiçbir hakikat hissesi olmayan ithamlarla, milyarlarca dolar ihracat yapan firmalarımızı itibarsızlaştırmaya kalkıştılar.
Attıkları palavranın altında ezilince de mertçe çıkıp özür dilemek yerine, masanın öbür ortakları üzere diğerlerini suçlama yoluna gittiler. İHA ve SİHA konusu aslında altılı masanın ülkemizin stratejik yatırımlarına yönelik hazımsızlığının birinci değil en son örneğidir.
Yatırım ve eser düşmanlığında birinci sırada masanın büyük ortağı vardır. Milletle gönül bağını büsbütün kopartmış olan bu ortak, şimdiye kadar havalimanlarımız, kent hastanelerimiz, güç tesislerimiz, köprülerimiz, teknoloji şirketlerimiz dahil pek çok yatırımımızı direkt maksat aldı.
Tüm dünyada başarılarıyla isminden kelam ettiren şirketlerimize çete iftirası atmaktan çekinmedi. Üreten, ihraç eden, insanımıza istihdam sağlayan, ülkemize yatırım yapan firmalarımızı açıkça tehdit etti. Yurt dışındaki yatırımcılara, ‘Türkiye’ye gelmeyin, burada can ve mal emniyeti yok.’ diyecek kadar ileri gitti. Daha pek çok ihanet derecesine varan hezeyanlarla, tehditlerle iş dünyamıza yönelik iftiralarda bulundu.”
Hak ettikleri yanıtı sandıkta vereceğiz
İş dünyasının çatı kuruluşlarından, sanayi ve ticaret odalarının kıymetli bir kısmından bu tehditler karşısında önemli bir ses yükselmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bize gelince daima inançtan, şeffaflıktan, demokrasiden dem vuranlar, bu ülkenin şirketlerinin düşmanlaştırılmasına tek bir laf dahi etmedi. Bu zatın özel dalı alenen tehdit eden sözleriyle ilgili hür piyasa iktisadı savunucularından da tek bir tenkit cümlesi duymadık. Meğer ‘Türkiye inançlı değil.’ iftirası karşısında biz siyasetçilerden evvel en güçlü yansıyı iş dünyamızın vermesi gerekirdi.
‘Çete’ yaftası karşısında en sert tenkidin, iş dünyasının, iş adamlarımızın bizatihi kendisinden gelmesi beklenirdi. İktisadımızı açıkça çökertmeyi amaçlayan sermaye ırkçılığı karşısında herkesten önce bu ülkenin sanayi ve ticaret odaları hal koymalıydı. Yıkım masasının son devirde bürokrasiden savunmaya, iktisattan güvenliğe kadar farklı alanlarda tehdit dozunu daima artırmasında, bu sessizliğin değerli hissesi olduğunu düşünüyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı kategorilerde mükafata layık görülen firmaları, bu firmaların çalışanlarını, müteşebbislerini tebrik ederek, açılışını yaptıkları eser, hizmet, özel kesim ve kamu yatırımlarının kente iyi olmasını diledi.
