16 Ocak’ta başlayan, 20 Ocak’ta sona eren Davos Zirvesi’nde tema bu yıl “Parçalanmış Dünyada İş Birliği” (Cooperation in a Fragmented World) olarak belirlendi.
Gündeminde Covid-19 pandemisi ve Ukrayna Savaşı sonrası tetiklenen dönüşümün meydana çıkardığı global seviyedeki sistemsel risklerin de olduğu forumda Türkiye, siyasi yüzlerden ve politik hususlardan çok iktisat ile oturumlarda yer aldı. Hatta birinci sefer bir Türk sanatkarı; Refik Anadol’un “Yapay gerçeklik: Mercan” isimli çalışması forumda sergilendi.
Koç, Sabancı ve Doğan’dan 3 toplantı
Dünya’dan Kerim Ülker’in yazısına nazaran İktisatta dikkat çeken toplantılarda Türkiye’nin önde gelen kümelerinin işverenleri ve üst idareleri Davos’ta düzenlenen etkinliklerde yer aldı, konuşmalar ve paneller düzenledi.
CEO Levent Çakıroğlu’nun tanıtımında yer aldığı Koç Holding’in öncülük ettiği toplumsal sorumluluk projesi FireAid, Davos’ta büyük ilgi gördü. Geçen yıl olduğu üzere bu yıl da düzenlenen panelde konuşmacı olan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper’in yanı sıra Doğan Holding İdare Konseyi Lider Vekili ve Hepsiburada’nın İdare Şurası Lideri Hanzade Doğan, ‘Yapay Zekaya İtinayla Yatırım Yapmak’ başlıklı bir panelde yer aldı. Dorukta Türkiye ismine yaşanan bir öbür unsur ise Limak Holding imza attı.
İlk defa bir iş insanı, devlet lideri ve başbakan statüsünde yer alan bir panelin konuşmacısıydı. Bu isim Limak Holding İdare Konseyi Lideri Ebru Özdemir oldu.
Türkiye-AzerbaycanGürcistan bir arada
Davos Doruğu kapsamında düzenlenen Orta Koridor Girişimi’nin ele alındığı “Eurasian Middle Corridor: From a path to highway” (Avrasya Orta Koridoru: Yoldan Otobana) başlıklı panelin WEF Genel Müdürü Mirek Dusek’in moderatörlüğünde yapılan oturumuna Ebru Özdemir ile birlikte Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Gürcistan Başbaşkanı İrakli Garibaşvili ve Avrupa Komisyonu’nun bütçeden sorumlu üyesi Johannes Hahn konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye ismine değerli bir toplantı olan oturumda Ebru Özdemir’in konuşmasında Asya ve Avrupa kıtalarını Hazar Denizi, Kafkaslar ve Türkiye üzerinden bağlayan Orta Koridor Girişimi’nin değeri vurgulandı.
Coğrafyanın ve güzergahların içinden geçmekte olduğumuz devirde çok daha fazla arttığını lisana getiren Özdemir, “Orta Koridor’un çok geniş bir coğrafyada ticaret ve güç bağlarının gelişmesi ve güçlenmesi için değerli bir teşebbüs olduğunu daha uygun görüyoruz. Doğu ile Batı ortasındaki coğrafik pozisyonu ve Orta Asya ülkeleri ile ekonomik ve siyasal münasebetlerini sebebiyle Türkiye’nin Orta Koridor Girişimi’nin geliştirilmesinde özel bir rolü var” dedi.
Özdemir Bakü-Tiflis-Ceyhan ile başlayan güç koridoru sürecinin Çin’in tarihi İpek Yolu’nu modernize ettiği Bir Kuşak-Bir Yol projesinde Türkiye’nin kilit rolü, Azerbaycan ve Gürcistan ile birlikte daha da bedelli hale geldi. İşbirliğinin artmasında Türk şirketlerinin varlığını artırması da bu açıdan da kıymetli. Güç gücü olmayan Türkiye’nin stratejik pozisyonu bu açığı kapatacak potansiyel ve güçte. Ebru Özdemir’in bu panelde bölgedeki ülke önderleriyle yer alması ve söyledikleri işte bu açıdan kıymetli. Çünkü yalnızca asfalt yol yapmak değil, yeni yollar oluşturmak adına…
