Sahte toplumsal medya hesapları açarak, bayana vakit zaman iletiler gönderen A.K. bu bildirileri görmeyen meslektaşına takıntı haline getirdi. Bayan savcının kendisini istemediğini bir türlü inanmayan A.K. meskende bulunan Kuran’ı aldı ve “Beni sevmediğine, istemediğine yemin et” diyerek Kuran’a el bastırdı.
Sabah’tan İlker Turak’ın haberine nazaran Antalya Manavgat’ta vazife yapan Cumhuriyet Savcısı A.K., Beyşehir’de misyon yapan Cumhuriyet savcısı Ş.A.’ya aşık oldu. A.K. geçersiz toplumsal medya hesapları açarak Ş.A.’ya bildiriler gönderdi.
Ancak Ş.A. bu bildirileri spam kutusuna düştüğü için görmedi. Sabah saatlerinde eşinin üstüne olan arabayı alarak Antalya’dan Beyşehir’e hareket eden A.K., Ş.A.’nın yaşadığı ikamete geldi.
Burada Ş.A. ile tıpkı apartmanda yaşayan M.D. ile karşılaşan A.K. kendini polis olarak tanıttı ve savcıya bir evrak imzalatmak için geldiğini belirterek hangi dairede oturduğunu sordu.
Savcının oturduğu daireyi öğrenen A.K. zile bastı. Konutunun önünde doğal gaz sebebi ile yol üretimi çalışması olduğu için komşularının aracını çekmesi için zile bastığını düşünen savcı Ş.A. kapıyı açar açmaz A.K. içeri girdi ve kapıyı kapattı.
Neye uğradığını şaşıran Ş.A.’nın kolundan tutarak “Seni istiyorum, sen çok güzelsin” dedi. Ş.A. “Ben seni görmedim bile ne istiyorsun” diye karşılık verdi. Konutundan çıkmasını istemesi üzerine A.K., “Hayır konuşacağız, seni istiyorum. Sonuçta ben de Manavgat’ta savcıyım. Sana çok ulaşmaya çalıştım. Hafta sonları Konya’ya gidiyorsun biliyorum. O yüzden hafta sonu gelmedim” dedi.
“YALVARIRIM GİT…”
Cumhuriyet Savcısı Ş.A.’nın kolundan tutarak oturma odasına sürükleyen A.K., “Neden başını örttün, sen çok güzelsin” dedi ve Ş.A.’nın üzerine hakikat geldi. Bunun üzerine Ş.A., A.K.’yi göğsünden iterek kendinden uzaklaştırmaya çalıştı.
Ş.A.’nın “Beni bırak istemiyorum” diye bağırmasına karşılık A.K., “Nasıl yani beni istemiyor musun, benimle oynadın mı? O vakit benimle neden konuştun?” dedi. Ş.A.’da, “Ne diyorsun ya ne oynaması, ne konuşması yalvarırım git” diyerek karşılık verdi.
“KURANA SENİ SEVMİYORUM DİYE EL BAS”
Ş.A.’nın gitmesini istemesine karşılık A.K. farklı bir istekte bulundu. A.K., “İnanmıyorum sana, beni istemediğine yemin et” diyerek Ş.A.’nın Kuran’a el basmasını istedi. Cumhuriyet Savcısı Ş.A., A.K.’nin konuttan biran evvel gitmesi için meskende bulunan Kuran’a tekraren el bastı ve “Az sonra yokluğumu fark ederler, beni bırak, kimseye bir şey söylemem, mesaiye gelmediğim fark edilir, lütfen bırak” dedi. A.K., “Beni istemiyor musun?” diye tekrar sordu. Ş.A.’nın “İstemiyorum” karşılığına karşılık “Ben zati karımı seviyorum, karımdan boşanmadan senle de olurum diye düşünmüştüm” diyerek konuttan çıktı. Yaşanan bu garip olay sonrası Cumhuriyet Savcısı Ş.A., Cumhuriyet Savcısı A.K.’den şikâyetçi oldu.
“POLİSİM SAVCIYA EVRAK İMZALATACAĞIM” DİYEREK GİRMİŞ
Cumhuriyet Savcısı Ş.A. yaşanan olaya ait verdiği söz de, “İkametimde tek başıma uyumak olduğum sırada zil çaldı. Kapıyı araladım, o esnada tanımadığım bir erkek şahıs meskene girip eli ile kapıyı geriden kapattı. Ben olayın şoku ile dondum kaldım. ‘Kimsin sen, nasıl girdin, ne yapıyorsun’ dedim ve bunun üzerine sol kolumdan sıkıca tutarak ‘sakin ol ben A. K. dedi. ‘Ne diyorsun ya kimsin, nasıl girdin’ diye tekrar sordum. O da bana ‘kimlik gösterdim, ben polisim evrak imzalatmaya geldim deyince komşu kapıyı açtı ve daireni gösterdi’ dedi.
Ben bunun üzerine düzgünce korktum. ‘Ben seni görmedim bile benden ne istiyorsun’ dedim. ‘Ben seni gördüm yetmez mi?’ dedi ve imalı bir formda güldü. ‘Biz seninle konuştuk ya’ dedi. ‘Ne konuşması anlayamıyorum bahsettiklerinden. Lütfen git’ dedim. ‘Hayır konuşacağız, seni istiyorum’ dedi. Ben de ‘ne istemesi, beni görmedin bile’ dedim. O da bana ‘görmediğimi nereden biliyorsun’ dedi ve güldü. Ben şok içerisindeydim” dedi.
HAKKINI HELAL ET DEDİ VE GİTTİ
İfadesinde A.K.’nin gözünün döndüğünü söyleyen Ş.A., “Sol kolumu çok fazla bir formda bastırarak sıkıyordu. Gücümün yetemeyeceğini anladım, kolumu çekiştirsem de kurtulamıyordum. Öpmeye çalıştı ben itekledim. ‘İstemiyorum bırak’ diye bağırdım ve üstümden itekleyerek ayağa kalkmaya çalıştım ama kendisi çabucak kolumdan yakaladı ve ‘nasıl yani beni istemiyor musun, benimle oynadın mı? O vakit benimle neden konuştun?’ dedi.
Ben de ‘ne diyorsun ya ne oynaması ne konuşması yalvarırım git” dedim. O da bana ‘inanmıyorum sana’ dedi. ‘Vallahi oynamadım, dediklerini bile anlamıyorum’ dedim. ‘Hayır, evli olmasam benimle olurdun biliyorum’ dedi. Ben tekrar ‘hayır olmazdım’ dedim. Bunun üzerine yanımızdaki kitaplıkta bulunan Kuran’ı aldı ve ‘Kuran’a el basarak söyleyeceksin’ dedi. Bana ‘Ben evli olmasam da benimle olmayacağına yemin et’ dedi.
Ben de heceleyerek söylediklerini tekrar ettim, Kuran’a el basarak tekraren bu formda yemin ettirdi. Daha sonra kolumu bıraktı, ‘ben, esasen karımı seviyorum’ dedi. Ben ‘git lütfen kimseye anlatmayacağım’ dedim. Odadan çıkarak antreye yöneldi ve kapının iç kısmında kapı önünde bulunan ayakkabısını ucundan giydi ve bana dönerek ‘hakkını helal et’ dedi. Ben de ‘helal olsun’ dedim ve kapıyı kapatıp gitti” dedi.
KOMŞUSU A.K.’Yİ TEŞHİS ETTİ
Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı Ş.A. ile birebir apartmanda ikamet eden M.D., “Sabah saat 07.00 sıralarında işe giderken A.K. ile apartman giriş kapısının önünde karşılaştık.
‘Hayırdır sen kimsin, burada ne arıyorsun’ diye sordum. Bana ‘Polis memuruyum, Savcıya belge getirdim, dairesi neresi’ diye sordu” beyanında bulunarak A.K.’yi teşhis etti.
Soruşturma evrakı Cumhuriyet Savcısı A.K.’nin Antalya’da misyonlu olması nedeniyle Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
